Ana içeriğe atla

2017 Tatil Günlüğü : Marmaris 1. Bölüm

Merhaba,

Bu yazımda güzeller güzeli Marmaris'ten bahsedicem. Temmuz ayında tatil için gittiğim ve 6 gün geçirdiğim bu güzel ilçe koylarıyla kalbimi fethetti. Görülecek pek çok kültür güzelliği var ama ben deniz tatili yapmaya gittiğim için Marmaris ve çevresindeki yüzdüğüm koyları ele alacağım. Kültür tatilim için Belgrad yazımı okuyabilirsiniz :)

1.gün


Yaz döneminin en cafcaflı olduğu temmuz ayında, nispeten uygun fiyatlı uçuşumuz için arkadaşım Serpil'le ( benim için serpiliçkimi (: ) Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan yolculuğumuza başladık. Varış noktamız ise Dalaman Havalimanı. Muğla'da Bodrum ve Dalaman olmak üzere 2 havalimanı var. Dalaman'dan Marmaris otogara ise Havaş'la vardık. Muttaş ile de gidebilirsiniz.


1,5 saat süren yolculuğumuz sonunda Marmaris Otogar'a vardık ve sevgili Armağan (nam-ı diğer Armi (:) bizi aldı ve evlerinde misafir etti. Ertesi gün otelimize yerleştik. Marmaris denizi ve doğasıyla çok huzurlu bir ilçe ama ekonomik olarak gelişmemiş bir yer. Binalar eski, hizmet sektörü sınırlı, doğru düzgün 5 yıldızlı otel yok. Antalya gibi bir otel yoğunluğu beklerken, pansiyon ve düşük yıldızlı otelleri barındırması garibime gitti. Kaldığımız otel merkeze ve denize çok güzel bir konumdaydı. Her şey dahil sistemde çalışan uygun fiyatlı bir otel arıyorsanız, değerlendirebilirsiniz. Oteldeki tek Türk ikimizdik diyebilirim, gerisi erken dönemde rezervasyon yapmış Ruslardı.

Kahvaltıdan sonra merkezdeki denize girelim dedik, otelin plajında yerimizi aldık. Marmaris'in yerlileri merkezdeki denize girmiyor, pis diyorlar. Ben bayıla bayıla girdim, meğerse bir bildikleri varmış, öyle güzel koylar var ki :) Deniz pek çok şehre göre temiz öncelikle bunu belirtelim. Antalya'nın Konyaaltı denizi gibi diyebiliriz. Öğleden sonra pisleniyordur muhtemelen, ama öğleden önce gayet güzeldi.
Akşama kadar yiyip içip dinlendikten sonra Armi işten çıkınca bizi aldı ve akşam yemeği için evlerine götürdü. Sevgili ablası öyle güzel bir sofra hazırlamıştı ki keşke sabah yemeseydim diye düşündüm :D
Etleri şişe dizme çabam. Şişler bittiğinde ben ancak 2 tanesini bitirmiştim :D

Bu güzel akşam yemeğinden sonra Marmaris gecelerine çıkma vakti gelmişti. Marinaya doğru yol aldık, sırasıra dizilmiş yat limanı boyunca yürüdük ve bistrolardan birine oturduk. Fiyatlar İstanbul fiyatlarıyla aynı, Marmaris Turizm dışında bir iş kolu yok, o yüzden bütün mekanlar ve satıcılar  yazın tam gün çalışıyorlar.

2.gün


Bugün koylardan biri olan Turunç(Amos) Koyu'na gitmeye kararverdik. Aracımız olmadığıiçin merkezden kalkan dolmuşlara bindik ve hayli virajlı yoların sonunda Turunça ulaştık. Marmarise gelipkoy koy gezmek istiyorsanız araç şart, araba kiralayabilirsiniz, yoksa dolmuş otobüs gibi araçlarla zor oluyor.

Turunç Halk Plajı. Resmen 20 metrekarelik bir alana halk plajı demişler, neyse. Diğer alanlar hep işletmelerin ve şezlong-şemsiye ücretleri 20 liradan başlıyor.

Dikkatimi çeken şey işletmelerin profesyonel olmamasıydı. Hepsi için söylemiyorum ama yüzde 90'ı, mahalle bakkalı işletme seviyesinde, diksiyonu düzgün olmayan, hizmeti ve tavrı kötü çalışanlardan oluşuyordu. Denizi ise merkeze göre bir tık daha güzeldi ama o yolu çekmeye değmez açıkcası. Burada2-3 saat durduktan sona, çarşıdan kalkan dolmuşla otele geri döndük. Yolların virajı midemizi bulandırmıştı.
!!!Buraya önemli bir not düşmek, güncellemek istiyorum. Bugün tarih 28.09.2019 ve ben 2 sezondur burada bulunan bir otelde çalışıyorum :D Yazıyı bilerek kaldırmadım ki, Allah'ın sopası yok. Bazı şeyler gerçekten çok enteresan.!!!

Otelde dinlendikten sonra bu sefer Marmaris Kalesini görmek için yola çıktık. Dolmuşla 10 dakikada merkeze ulaştıktan sonra tarihi kalenin basamaklarını çıkarak kalenin tepesindeki cafeye oturduk.
                                                         Kalenin cafesinden manzara


Hava iyice karardığında sahil boyu yürüyerek otele dönmeye karar verdik. Akşam olunca sokak satıcıları tezgahlarını açıyor, bütün işletmeler de her zamanki gibi açık ama kaliteli restoran bulmak zor, tek tük var. Canımız haşlanmış mısır istedi, sorduğumuz satıcıların hepsi 5 lira dedi. Bu sizce de pahalı değil mi bir mısır için? Evet sadece yazın iş yaptıkları için fiyatı yüksek tutuyorlar ama yine de hoş değildi. Bu arada turist yoğunluğu İngiliz ve Ruslardan oluşuyor, İngiliz olanlar genelde yaşlı.
Sahilden dolunay görüntüsü

Yorumlar