3.gün Bugün ise İçmeler Koyu'na gitmeye karar verdik. Anayoldan geçen dolmuşla 15 dk sonunda içmelere vardık. Ücretsiz boş bir alan bulmak mümkün değildi yine, her taraf işletmelerin attığı şezlong-şemsiyelerle doluydu. Her işletmeci kendi plajına çekmeye çalışıp satış yapmaya çalışıyordu, Marmaris'in güzelliğine yakışmayacak ilkel hareketler bunlar resmen. Sonunda bir tanesinde karar kıldık, yalnız bu sefer de yarım saatte bir birşey yiyip içer misiniz diyerek taciz edildik. Buranın denizi de merkeze göre güzeldi ama huzur yoktu işte. 2-3 saat sonra ordan kalkıp otelimize geçtik. Akşam 4 gibi Armi bizi alıp Gökova'daki meşhur tostçuya götürdü, orda tostumuzu yedikten sonra Akyaka'ya geçtik. Ördeklerin yüzdüğü, suyu buz gibi aynı zamanda berrak olan Azmak Nehri. Akyaka biraz daha sosyetik kesimin yerleşmiş olduğu bir semt. Plajı çok kalabalıktı. Sokaklarında ise cafeler ve satıcılar vardı, yani yazın tam turistler için. Öyle gizli kalmış cennet laflarına pe...
Gezi, yemek, alışveriş ve yazmaya değer bulduğum her şeyle ilgili kişisel bir blog