Ana içeriğe atla

Avrupa'da Gönüllü Olmak İstiyorum: European Solidarity Corps/Avrupa Dayanışma Programı-Avrupa Gönüllü Hizmeti


Eveeet, hem kısa dönem hem de uzun dönem gönüllülük deneyimimden sonra birkaç şey söyleme hakkım var diye düşünüyorum. Gerçi önceki yazılarımdan birinde europass formatında özgeçmiş, motivasyon mektubunun hazırlanması gibi konulardan bahsetmiştim ama burada da toparlamak adına tekrar edicem.

Şimdi gelelim ESC-European Solidarity Corps, Türkiye'deki adıyla Avrupa Dayanışma Programı nedir, nasıl başvurulur, gönderici kuruluş, ev sahibi kuruluş ve diğer konular nedir?

Avrupa Gönüllü Hizmeti, 2019 yılından itibaren yeni adıyla ve kapsamıyla Avrupa Dayanışma Programı oldu. İçerisinde gönüllülük projeleri, staj ve iş fırsatları var. Şu anda Türkiye sadece gönüllülük projelerine katılabiliyor anlaşma gereği. Biz de bundan bahsedicez.

Sosyal medyada, okulunuzun duyurular sayfasında veya arkadaşlarınız aracılığıyla gönüllülük programlarını duydunuz. İnternette kısa bir araştırma yaptığınızda karşınıza onlarca bilgilendirici web sayfası çıkacaktır. Konuya hakim olabilmek adına bunları okuyun lütfen, en resmi şekliyle bu bilgileri Türkiye Ulusal Ajansı'nın sayfasında bulabilirsiniz. Sonrasında da çeşitli sivil toplum kuruluşları veya gençlik derneklerinin web sayfalarını inceleyebilirsiniz.

Bilgileri edindikten sonra özet olarak yapmamız gereken şey proje arayışına girmek. Projeleri araştırabileceğiniz resmi web sitesinin yanında, Facebook gibi sosyal medya kanalları ve proje sahibi dernek, kurumların web sitelerini inceleyebilirsiniz. Facebook'un Türkiye'de gençler arasında kullanımı azalmış olsa da Avrupa'da pek çok genç aktif olarak kullanmaya devam ediyor ve grup paylaşımları aracılığıyla pek çok duyurudan haberiniz olabiliyor, o yüzden bunu göz ardı etmemenizi tavsiye ederim.

Evet Türkiye'den katılımcı olarak yer alabileceğiniz ve konusu itibariyle hoşunuza giden bir proje buldunuz diyelim, şimdi ne yapacaksınız?

Europass formatında bir öz geçmiş ve motivasyon mektubu gerekli. Öz geçmişinizi hazırlamak beklediğinizden kolay çünkü site soruları sırasıyla soruyor ve yapmanız gereken doğru bir şekilde doldurmak. En çok merak edilen ise motivasyon mektubu örneği. Bu mektubun belirli kalıpları ve cümleleri yok. Tamamiyle kişisel bir mektup olup sizi doğru bir şekilde anlatmalı ve her projeye özel olarak yazılmalı. 1 sayfaya sığdırılabilmeli. Çünkü bu mektup sizin bütün hayatınızı detaylarıyla anlatacağınız bir mektup değil. Yani çok sayfa doldurunca çok başarılı bir iş çıkarmış olmuyorsunuz. Önemli olan projeye özel olmak üzere aşağıdaki 3 temel soruyu baz olarak cevap vermek;

1) Kimsiniz?
2) Neden bu projeye katılmak istiyorsunuz?
3) Bu projeye neler katabilirsiniz?


Başlarken ilk paragrafta kendinizi kısaca tanıtın. Bu zaten her proje için aynı/benzer doğrultuda olacaktır.

Sonraki paragrafta varsa geçmişteki gönüllülük deneyimleriniz, projeye başvurma nedeniniz, projeden beklentiniz, projeye katabileceğinizi düşündüğünüz şeyler ve projeden edinebileceğinizi düşündüğünüz kazanımlar olabilir. Bunu fotoğraf, video gibi eklemelerle zenginleştirebilirsiniz ama elbette şart değil.Dediğim gibi bu sizin hayatınız ve başvuracağınız proje. Burada önemli olan düşüncelerinizi doğru, dürüst, samimi bir şekilde dile getirebilmek. Çünkü ilk kısa dönem gönüllülük projemden sonra gerek sosyal medyada gerekse çevremde bu konuda bilgi edinmek isteyen çok kişi oldu. Elimden geldiğince bilgi aktarmaya çalıştım ama merak edenlerin bir çoğunda gönüllülük amacı dışındaki amaçlar mevcuttu. Tahmin edebileceğiniz üzere; projeden sonra kalınabilir mi, iş bulunabilir mi, evlenilir mi, dil öğrenmemi sağlar mı, gezecek vakit çok oluyor mu gibi sorulardan oluşmaktaydı. Amacınız bunlar olmamalı, sadece bunlarsa bence başvurmayın. Çünkü yapacağınız iş gönüllülük olacak ve amacınız bu şekilde olursa ne projeye düzgün katkı sağlarsınız ne de kendinize. Niyet çok önemli. Bazılarımız ilahi adalet, bazılarımız karma, bazılarımız evren enerjisi der. İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük görür ve bu değişmez. O yüzden amacınız kimseyi kandırmak olmasın, niyetiniz ne ise öyle davranın.

Ayrıca daha önce yurtdışı tecrübenizin olmasına gerek yok. Hiç yurtdışına çıkmamış olabilirsiniz ekonomik ya da diğer sebeplerle. Bunları gerek mektubunuzda gerekse mülakatınızda gerekli ise rahatlıkla belirtebilirsiniz. Çünkü bu tür programlar bünyesinde dezavantajlı grupları barındırmak ve dayanışma yaratmak amacıyla var. Her ev sahibi kuruluş bunu her zaman göz önünde bulundurmasa da programın ana ilkelerinden biri bu. Biz Avrupa Birliği'ne üye değiliz ve dolayısıyla serbest dolaşım hakkımız yok, normal seyahatle vize almak istediğimizde ise pek çok belge ve prosedürle uğraşıyoruz. 


Peki projeleri seçerken neye dikkat etmek gerekli? Kendimden örnek verecek olursam;

Ülkenin konumu-Finlandiya, İsveç, Norveç gibi ülkeler otomatik olarak elendi benim için :) Çünkü soğuk sevmeyen biriyim ve hasta olmam çok kolay.

Projenin içeriği-Proje içeriğine göre sizin vereceğiniz karar; örneğin çocuklarla iyi iletişiminiz yoksa çocuklarla ilgili bir projeye başvurmanız sizi mutsuz edecek ve seçilmeniz halinde projeye bir şey katmayacaktır.

Kalınacak yer- Benim için tek oda olması çok önemli, hatta kırmızı çizgim. Ev paylaşılabilir ama oda paylaşılamaz benim için. O yüzden paylaşımlı oda ilanlarını direkt eledim.

Ben bu üç maddeyi göz önünde bulundurarak uygun ilanlara başvurdum. Başvurduğum ilanlardan biri olan Belçika'dan kabul alınca vize işlemleri için çalışmalara başladık. Ve bir madde daha eklendi listeye, Vize Prosedürleri! :) Elbette her ülkenin her an değişebilen prosedürünü bilmek imkansız ama Belçika için konuşursam, pahalı bir vize başvuru ücreti var. Genelde bu tür projelerin vizeleri çıkıyor ama çıkmama ihtimaline karşı harcama yapacağınız masraf aklınızda bulunsun. Belki ev sahibi ya da gönderici kuruluşunuzla konuşup onların karşılamasını isteyebilirsiniz. Pratikte ben rastlamadım ama Belçika'dayken Belarus'tan gelen başka bir gönüllüyle tanışmıştım ve vize masrafları onun için de oldukça çoktu, onun gönderici kuruluşu bu masrafı üstlenmişti mesela geri almak kaydıyla.

Projeleri gördünüz ve başvurmaya karar verdiniz. Bu projeyi resmi sayfada(AB'nin proje ilanlarını yayınladığı sayfa) gördüyseniz direkt oraya başvurabilirsiniz. Onun dışında genelde ilanlarda başvurulacak mail adresi belirtilir, oraya da mail atabilirsiniz.

Pek çok projeye aynı anda başvurabilirsiniz, bazıları olumlu/olumsuz dönüş sağlarken bazıları hiç cevap vermeyebilir. Diyelim ki olumlu cevap aldınız ve mülakat yapmak istediler;

Heyecanlanmanız çok normal ve iyi birşey, bu durum sizi canlı tutucaktır :)
Öz geçmişiniz ve motivasyon mektubunuz temel kriterleri sağlamış ki mülakat istemişler, o yüzden panik yapmayın, olduğunuz gibi olun, yalan söylemeyin, güler yüzlü olmayı unutmayın :) 
Unutmayın ki bu sizin kendi yolculuğunuz, burada doğru veya yanlış cevaplar yok, kendi deneyiminiz var. Mülakat olumsuz dahi olsa en azından nasıl özgeçmiş ve motivasyon mektubu hazırlanır, bu tür projeler nasıl yayınlanır, mülakatlarda ne sorulur gibi konuları deneyimlemiş oldunuz. Motivasyonunuzu düşürmeyin ve amaçlarınız doğrultusunda hareket etmeye devam edin lütfen.

Mülakatı da geçtiniz ve sıra geldi resmi prosedürlere başlamaya :) Öncelikle Türkiye'den gönderici kuruluşunuz olması gerekiyor. Bunun için internette gördüğünüz, özellikle bu tür ilanları yayınlayan platformlarla iletişime geçebilirsiniz. Bir projeden kabul aldığınızı ve gönderici kuruluşa ihtiyacınız olduğunu belirten bir mail atarak süreci başlatabilirsiniz. Sonrasında da hem ev sahibi hem gönderici kuruluşun yönlendirmeleriyle projenize başlamak için gerekli belge vb. işlemleri halledip gitmek için gün saymaya başlayabilirsiniz :)

Not: Uzun dönem bir projeye katıldığınızda tekrar bir ESC projesine katılamıyorsunuz ama önce kısa dönem bir projeye katılırsanız, uzun dönem için hakkınız kaybolmamış oluyor. Benim tavsiyem önce kısa dönemi deneyin, nedir ne değildir görün, neyi isteyip neyi istemediğinize karar verin sonrasında uzun dönemi deneyin derim.

Ben 2 projemden de memnun kaldım. Özellikle 2020'deki uzun dönem projem Covid-19 yüzünden sekteye uğrasa da yine de bana çok şey kattı. Artık daha fazla katılamıyorum gönüllü olarak projelere. Hem hakkımı doldurdum hem de yaşımı. O yüzden gönüllülük faaliyetlerime hem yurtiçinde hem de gelişmemiş ülkelerle ilgili devam edicem. Projenizi özellikle gelişmiş bir ülkede yapıyorsanız, ordaki çocukların ve gençlerin doğdukları andan itibaren sahip olduğu olanakları göreceksiniz. Şahsen ben Hırvatistan'daki projemde böyle bir his duymamıştım ama Belçika'daki projemde gerek kendi ülkemizdeki gerekse dünyadaki bütün çocuk ve gençlerin eşit haklara sahip olmasının ne kadar önemli olduğunu hissettim. Coğrafya kader olmasın insanlar için. O yüzden kendi ülkemdeki çocuklar, gençler, insanlar için daha güzel şeyler yapmak istiyorum. 

Umarım bu bilinç bütün genç arkadaşlarımıza yerleşir ve ülkemizi layık olduğu gibi en yükseklere taşırız.

Sevgiler




Yorumlar