Ordan Burdan

Merhaba, Bu yazımda bugüne kadar okuduğum ve genelde beğendiğim kitapların bir kısmına yer vereceğim. Malum hastalık sürecinde ve sonrasında hem fiziksel olarak çok yatmak zorunda kaldım hem de düşünmeye çok vaktim oldu. Bu süreçte de her zamankinden fazla kitap okudum ve alışkanlık haline dönüştü. Bende farkındalık yaratanları size de tavsiye etmek istiyorum. Hepimiz bu dünyanın bir parçasıyız ve birbirimize destek olup yükselttikçe olumsuzlukları azaltabiliriz diye düşünüyorum. Kitapların bir kısmı psikolojik, kendinizle veya çevrenizle ilgili mutlaka bir şeyler bulacaksınız. Bu sizi bazen kötü hissettirse de farkında olmaya başlamak bile bir adım. Ne demek istediğimi okuyunca anlayacaksınız :) Sıralama yapmadan yazıyorum. Ruh halinize ve ihtiyacınıza göre okuma seçimlerinizi yapabilirsiniz. Bazen e-ticaret sitelerinin veya yayınevlerinin kampanyaları/indirimleri oluyor, takip etmenizi tavsiye ederim. 1) Vücudunuz Hayır Diyorsa - Gabor Mate Gerçek kişilerle ve bilimsel verilerle yazı

Merhaba, Bel fıtığı ameliyat sürecimi anlatmıştım. Bu yazımda ise ameliyat sonrasındaki süreçten bahsedeceğim haftalık ve aylık olarak. İlk Gün ve Doktor Tavsiyeleri Hastaneden taburcu olurken arabanın arka koltuğuna yan yatarak eve geldim. Doktor 15 gün hiç kalkmamamı, yemek ve tuvalet ihtiyacı dışında yatmamı söyledi. 1 aylık ilaç verdi. 1.hafta Hep yattım. Yemeğimi yatakta yedim. Tuvalet ihtiyacı için kalktım, annemden destek aldım.. Antibiyotik, ağrı kesici ve kas gevşetici kullandım. 1.haftanın sonunda bandajımı çıkararak banyo yaptım. 2.hafta Hep yattım. Yemeğimi bazen yatarak bazen oturarak yedim. Ağrı kesici ve kas gevşetici kullanmaya devam ettim. 3.hafta Evin içinde kısa yürüyüşler yapmaya başladım. Ağrı kesici ve kas gevşetici kullanmaya devam ettim. Yemeğimi çok oturmadan yemeye çalıştım. 4.hafta Evin içinde kısa yürüyüşler yapmaya devam ettim. Ağrı kesici ve kas gevşetici kullanmaya devam ettim. Kontrol günüme kadar çok oturmamaya çalıştım. Kontrol günümden 2 gün önce sol

Merhaba, Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen ağrılar içinde kıvranırken çözüm bulmaya çalışıyorsunuzdur. Öncelikle geçmiş olsun diyelim ve benim sürecimin nasıl olduğuna bakalım. 3 hafta önce ameliyatımı oldum. Zamanlama hesaplaması için kabaca tarihleriyle yazacağım. Mayıs 2022'nin ortalarında otururken ve kalkarken kalça bölgemde hafif bir acı/ağrı hissetmeye başladım. 4-5 gün geçmeyince internette araştırmaya başladım, genel olarak tavsiye edilen şey ağrılar 2 hafta geçmezse bir doktora görünmem gerektiğiyle ilgiliydi. Bu süreçte randevu aldım ve 3. haftada devlet hastanesi ortopedi bölümüne göründüm. Doktor röntgen çekilmemi söyledi ve röntgenden sonra bunun siyatik olduğunu söyledi. Birkaç iğne, hap ve merhem yazdıktan sonra bunları kullanmamı ve geçmezse tekrar gelmemi söyledi. Bu süreçte ilaçlarımı kullandım ama ağrılarım geçmedi hatta artmaya başladı. Merdiven inip çıkarken, oturup kalkarken kalçamda büyük bir acı hissediyordum. Randevu bulamadığım için bu sefer özel hastanede

Brugge-Belçika, 2020 Merhabalar, Bu yazımda 'Avrupa Dayanışma Programı kapsamında gönüllülük yapmalı mıyım?' sorusuna cevap arayacağız :) Bu soru karşımıza programı inceleyip acaba katılsam mı, ama okulum var, işim var, işsizim, şu an zaman/para kaybı olabilir gibi düşünceler içerisindeyken karşımıza çıkıyor. Kendi deneyimimden yola çıkarak biraz anlatmak istiyorum. Erasmus öğrenci değişim programıyla üniversitenin son sınıfının güz döneminde yolum Budapeşte'ye düştü. Burada belirtmeliyim ki kesinlikle öğrenci değişim programına katılın. Mezuniyetten sonra iş arayışım devam ederken Avrupa özlemim de kendisini gösteriyordu. Sanırım o sıralarda karşılaştım bu programla. Gönüllülük kavramıyla ilgili bilgim yoktu, benim derdim tekrar gezebilmekti :) Halbuki bugün baktığımda ne kadar sığ düşündüğümü görebiliyorum, çünkü düşüncemin ve programın odak noktası gönüllülük olmalıydı. Neyse ki o dönemde eyleme geçmemiştim zaten. Çünkü artık mezundum ve para kazanmaya başlamam lazımdı,

Coğrafi İşaret Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işarettir. Coğrafi işaretler, menşe adı ya da mahreç işareti olarak tescil edilir. Gıda, tarım, maden, el sanatları, sanayi ürünleri coğrafi işaret tesciline konu olabilir. Menşe Adı Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşerî unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan adlar menşe adıdır. Menşe adları sadece ait oldukları coğrafi bölgede üretilirler. Çünkü ürün, niteliklerini ancak ait olduğu yöre içinde üretildiği takdirde kazanabilir. Menşe adına Finike Portakalı ve Malatya Kayısısı örnek gösterilebilir.  Mahreç İşareti  Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikl

Gıda katkı maddelerinin işlevlerine göre çeşitlerini yazmıştım 1. bölümde. Bu bölümde ise nasıl adlandırıldıklarından ve birkaç tanesinden örnekler vereceğim. Ülkemizde Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği ve yine TGK Gıda Katkı Maddelerinin Spesifikasyonları Hakkında Yönetmelik  eklerinde katkı maddelerinin listesinden nerelerde hangi miktarlarda kullanımlarına izin verildiğine kadar tüm mevcut bilgiler mevcut. Bu yüzden sosyal medyada beğeni/popularite kazanmak adına yanlış bilgilendirici sayfaları takip etmek yerine gerek ulusal gerek uluslararası kaynakları araştırmanızı tavsiye ederim. Katkı maddeleri uzun ve karışık kimyasal adlarının kullanılması yerine  INS(Uluslararası Numara Sistem)'e göre Codex Alimentarius Komitesi tarafından numaralanmıştır. Genelde E koduyla birlikte gördüğümüz bu kodlamadaki 'E' Europe kelimesinin baş harfinden gelmektedir. Avrupa Birliği'nde kullanımına izin verilen katkı maddeleri, numaralarının başına E alarak bunu göste

Merhaba, Sosyal medyada çok popüler bir konu başlığı gıda katkı maddeleri. Bu yazı dizisinde bilimsel kaynaklar ışığında bu maddelerden bahsedeceğim. Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği 'ne göre gıda katkı maddelerinin tanımı; besleyici değeri olsun veya olmasın, tek başına gıda olarak tüketilmeyen ve gıdanın karakteristik bileşeni olarak kullanılmayan, teknolojik bir amaç doğrultusunda üretim, muamele, işleme, hazırlama, ambalajlama, taşıma veya depolama aşamalarında gıdaya ilave edilmesi sonucu kendisinin ya da yan ürünlerinin, doğrudan ya da dolaylı olarak o gıdanın bileşeni olması beklenen maddelerdir. Peki neden gıda katkı maddeleri kullanılıyor? -Gıdaların raf ömrünü uzatmak ve bu sayede kayıpları azaltmak -Gıdaların duyusal özelliklerini iyileştirmek -Gıdaların besleyici değerini korumak -Gıda hazırlamada yardımcı olmak -Gıdaların kalite özelliklerini korumasını sağlamak Gıda katkı maddelerinin tüketiciyi aldatmak için de kullanıldığı yasal olmayan işlemler de

Merhaba, Dünya Doğayı Koruma Vakfı ve Knorr işbirliğiyle geleceğin 50 gıdası raporu yayınlandı. Bu yazımda bu raporu Türkçeleştirip kısaca size sunacağım. Çünkü doğal kaynakların hızla tükendiği bir dünyada sürdürülebilir sağlıklı yaşam için hangi kaynaklara önem vermemiz gerektiğini bilmemiz hem bizim hem geleceğimiz için önemli. Raporun orijinal haline buradan ulaşabilirsiniz. Baştan söylemeliyim ki listedeki bazı ürünler adını yeni duyacağımız, tadını bilmediğimiz ama dünyanın farklı yerlerinde besin olarak tüketilen gıdalardan oluşmakta, gözünüz korkmasın. Haydi merhaba diyelim onlara :) Kim bilir belki bazılarımız bu ürünlerin üretimine başlamaya karar verir. ALGLER 1) Laver Laver, Japon mutfağında sık kullanılan bir kırmızı alg türüdür. Genelde Sushi sarmak için kullanılır, besleyiciliğinin yanında umami bir tat bırakır. Yenilebilir deniz yosunu kendiliğinden denizde yetişir, yıl boyu hasat edilebilir. Gübre ve pestisit kullanımına gerek kalmaz. C vitamini ve iyot açısından zeng

Selaaam, Bugün tadını yıllar önce adını ise kısa süre önce keşfettiğim bir lezzeti anlatacağım. Bundan yaklaşık 4 yıl önce sevgili arkadaşım Serpil'in düğünü için Gaziantep'e yolum düştü. Düğünden önceki gün ufak bir Antep turu yapalım dedik ve olmazsa olmaz duraklardan birine gittik. Kebapçı! İşte orda ortaya karışık kebap söyledik ve gelen kebabın yanında ufak miktarda bulgur pilavı vardı. O zaman aldığım tadı hiç unutmadım, kebaptan çok bir pilavsever olarak pilava bayılmıştım. O zaman nasıl yapıldığını sormak aklıma da gelmedi sonuçta Antep'teydik, illa ki vardır bir taktiği, odun fırınında yapılmıştır belki ben evde nasıl yapıcam diye fantastik düşünceler gelmişti aklıma :D  Neden böyle bir mantık yürüttüğüme gelirsek, pilavın tadı isliydi. 4 yıl böyle geçti ve ben 2 ay önce bir televizyon programında firik pilavı yapılışına denk geldim. Sunucu yöreye özgüdür, isli bir tadı ve kokusu vardır diyince, adeta yıllar önce kaybettiğim ikizimi bulmuş gibi bir duygu kapladı bü

Selaam, Bu yazımda Belçika'ya 1 aydan uzun 1 yıldan az süreyle gidiyorsanız sizin işinize yarayacak bazı bilgiler vermek istiyorum. Tabi belirtmekte fayda var; bu bilgilerin çoğu Felemenk bölgesiyle ilgili olacak.  ULAŞIM Herentals Tren İstasyonu Aracınız yoksa sık sık bisiklet ve tren kullanacaksınızdır. Tren için ülkenin her yerinde hizmet veren  SNCB 'nin ingilizce dil seçenekli web sitesi ve uygulaması var. Kullanımı oldukça kolay. Bilet seçeneklerinde kendinize uygun olanı seçebilirsiniz. Haftasonları gidiş-dönüş biletleri %50 indirimli. Onun dışında uzun mesafe gidicekseniz ve sık sık uzun seyahatlere çıkmayacaksınız 10 binişli multi rail pass almanızı öneririm. 2020 yılında 83 euro idi. Enflasyonu olan bir ülke olmadığı için 2021'de de aynı kalacaktır fiyatı. Böylece 1 bilet 8,3 euro olmuş oluyor. Tren seferleri genelde gece 12'de bitip sabah 5 gibi başlıyor. Otobüsler ise her bölgede ayrı firmanın işletmesinde. Yani Felemenk Bölgesi'nde de Lijn , Wallonia bö