Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Living the life behind Covid-19

Hello everyone, Today is 1 July and we started to work again a week ago fully, so I wanted to share how was it until this time. In my previous post as I said; 1 week later after I came here, lockdown started. From that moment I resisted with the sitution. First weeks I was okey, I had just came to new country, meet some new people and exploring around, so lockdown didn't effect me so much in March. But during the time, I sometimes needed motivation and difference in life, and there were nobody to make this. We are foreign, had no close friends and family member during this disease. Thinking about them, feeling lonely sometimes, couldn't see new places, not able to meet new people, not able to do some work or project so much etc. was really hard sometimes. So I always motivated myself and tried to give positive energy for myself and who I talked people both from Turkey and here. We were small family here from April with four of us. We all have different life experinces, expectat

Doğadaki Bitkiler / Plants in Nature

Merhaba, Karantina günleri bahara denk gelince, kendime yeni bir iş edindim: Bitki tanımlama uzmanı :D Şanslıyım ki bu karantina günlerinde yaşadığım yer bir kamp alanı, doğanın içinde huzur ve ilham verici. Günlerimi nasıl verimli kullanabilirim diye düşünürken, etrafta gördüğüm bitkileri araştırmaya karar verdim. Bu proje hem benim için hem de kurumum için faydalı olacaktı. Etrafta harika çiçekler var, doğanın içinde kendiliğinden yetişmiş vahşi çiçekler ve ağaçlar diyebiliriz. Öncesinde hiç bir bilgim yokken şu anda bu çiçekleri tanıyor olmak çok güzel. Bu yazımda da çalışmamın bir kısmını sizlerle paylaşıcam. Araştırmamı İngilizce yaptığım için bitki isimlerini çevirmedim ama daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz her biri için Wikipedia linki koydum, oradan İngilizce veya diğer dillere ulaşabilirsiniz. Bitkilerin isimlerini ise 'PictureThis'  uygulamasıyla buldum. Fotoğrafların yerleşiminde sorunlar oldu, çözünce düzelticem :) Sevgiler :) Hello, When days

First Week in Belgium, de Hoge Rielen

Hello everyone, Ik ben Meltem. I am from İstanbul, Turkey. I came on 6th March and after arrived in Brussel Airport, I started to learn the life in Belgium. I took my train ticket and started to wait in peron. When the train came, guess what happened? I miss it :D Suddenly everybody started to run, and take the train in hurry, during this time I was trying to understand what is  happening, because the train number was also different, so I thought that it was not mine but actually it was mine :) so I asked for help in train station who is NMBS staff, and he helped me and showed which train can I take, thanks to him a lot. In this experince I saw the Belgian people are so helpful and friendly. After arrived in DHR, I feel the peace in my heart. Here is so peaceful, beautiful and I said to myself , thanks God I am in this project and place. A warm coffee from my window My second day started with bike. I even couldn't sit the bike, then they changed it with smallar one

Belçika'da Avrupa Gönüllü Hizmeti-Proje Başvuru ve Vize Süreci

Merhaba, Bu yazımda Avrupa Gönüllü Hizmeti yeni adıyla Avrupa Dayanışma Programı hakkındaki deneyimimi anlatıcam. 2019 yılında Hırvatistan'da kısa dönem gönüllülük yaptıktan sonra uzun dönem projelerde de yer almak istedim ve projelere başvurmaya başladım. Hatırlatmak gerekirse projelere başvurmak için Europass formatında bir öz geçmiş ve motivasyon mektubu gerekli. Öz  geçmişinizi hazırlamak nispeten kolay çünkü site soruları sırasıyla soruyor ve yapmanız gereken doğru bir şekilde doldurmak. En çok merak edilen ise motivasyon mektubu örneği. Bu mektubun belirli kalıpları ve cümleleri yok. Tamamıyle kişisel bir mektup olup sizi doğru bir şekilde anlatmalı ve her projeye özel olarak yazılmalı.  Başlarken ilk paragrafta kendinizi kısaca tanıtın. Sonraki paragraf varsa geçmişteki gönüllülük deneyimleriniz, projeye başvurma nedeniniz, projeden beklentiniz, projeye katabileceğinizi düşündüğünüz şeyler ve projeden edinebileceğinizi düşündüğünüz katkılar olabilir. Burada önemli

Hırvatistan Günleri

Merhabalar, Şubat-Mart 2019 aylarını kısa dönem Avrupa Gönüllü Hizmeti projesi sayesinde Hırvatistan'ın Daruvar şehrinde geçirdim ve bu süreçte yerel yaşamla ilgili bilgiler vermek istiyorum. DARUVAR Daruvar yaklaşık 10 bin kişilik nüfusuyla küçük bir şehir. Antun Jankovic isimli Macar bir soylu  1771 yılında şehri satın alıp Daruvar  adını vererek şehri kurmuş ve yaşaması için çevre ülkelerden insanları davet etmiş. Bugün nüfusun etnik kökenlerine baktığımızda Hırvatlardan sonra bir çoğu Çek, Macar, Sloven gibi kökenlerden gelmekte.Şehrin resmi ikinci dili Çekçe.  http://www.visitdaruvar.hr/en/daruvar.aspx Daruvar sağlık turizmiyle ünlü bir şehir. Kaplıcaları, doğal yeşil alanlarıyla huzur bulmak için tatilinizi geçirebilirsiniz. Şehir meydanında turizm ofisi mevcut ve İngilizce çok bilmeseler de size yardımcı olacaklardır. Şehirde spa oteli mevcut ve zaman zaman çeşitli futbol klüpleri kamplarını burada yapıyor. Osmanlı'dan kalma hamam da var ama aktif ola

Šibenik: Adriyatik'in Otantik Şehri

Unesco Dünya Mirası'nda Yer Alan Tarihi Güzellikler Hem Zadar'a hem Split'e 1 saat uzaklıkta olan bu güzel şehir, taş evlerden oluşmuş tarihi bir dokuya sahip. Araç ile gelmenizi tavsiye etmekle birlikte otobüsle geldiğinizde merkezde yer alan otogar sayesinde kendinizi eski şehrin başlangıcında bulabilirsiniz. İçinde 2000 yılında Unesco Dünya Mirası'na girmiş St. James Katedrali yer almakta. 1431 yılında yılında inşaasına başlanan yapının bitirilmesi 105 yıl sürmüş. Hırvatistan'ın erken dönem Rönesans eserlerinden biri olarak heybetiyle karşımıza dikiliyor. Katedral merdivenlerinin hemen yanında turizm ofisi yer alıyor. Açık olduğu saatlerde giderseniz hem ücretsiz bir şekilde tanıtım kitapçıkları ve haritalarından alabilir hem de yetkililerden tavsiyeler alabilirsiniz. Ayrıca son dönemlerin popüler dizisi olan Game of Thrones'un bir kısmı bu şehirde çekilmiş. Dolayısıyla turistler için pek çok hediyelik eşya bulunmakta ama fiyatları pahalı. St. James K

Ücretsiz, apostilli, tercümeli adli sicil kaydı nasıl alınır?

Merhaba, Elimizdeki belgenin gerçekliğinin onaylanması ve uluslararası hale gelmesini sağlayan işlemin adı Apostildir. Kelime anlamı Fransızca olarak sertifikadır. Bu belgenin geçerli olduğu ülkeler 1961 Lahey Sözleşmesine taraf olan ülkelerdir ve bunun listesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.icisleri.gov.tr/illeridaresi/apostil-tasdik-serhine-taraf-ulkeler Şimdi gelelim bizim başlığımızın konusuna. Adli sicil kaydına ulaşmak e-devlet ile çok kolay; ama eğer bu belgeye apostil yaptırmak isterseniz, ekranda da bilgisini verdiği üzere Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonuna başvurmak gerekiyor. Bu cümleyi okuyunca 'ben bunu nerden bulucam2 diye düşünceye kapılabilirsiniz ama endişe etmeye gerek yok. İstanbul'da bunu nasıl yaptığımı anlatıcam. Benim ihtiyacım olan apostilli adli sicil belgesi hem Türkçe hem de yabancı dilde olmalıydı. 1)  Dolayısıyla ilk yaptığım işlem e-devlet'ten tercümesini istediğim dilde çıktı almak oldu. Tercüme ettir

ZADAR : BÜYÜLÜ ORTAÇAĞ ŞEHRİ

Yeni bir yere gidiyorsam otobüs yolculuklarını severim çünkü onlar da benim maceramın ve keşfimin bir parçası. Zagreb otobüs terminalinden 3.5-4 saat süren bir yolculukla Zadar otobüs terminaline ulaştım. Zadar’a yaklaştıkça Mart ayının soğuğu yerini daha yumuşak bir soğuğa bıraktı, çamlar palmiyelere dönüştü, bulutlar güneşle dansa başladı. Terminal eski şehre yakın, kalacağınız yer ve valizinize bağlı olarak yürüyerek gitmek mümkün ki ben bir sırt çantam olduğu için eksi şehrin hemen dışında kalan bölgedeki hostelime yürüyerek ulaştım. Otobüste şarj edebileceğim bir priz veya usb girişi  olmaması ve powerbankimi evde bırakmış olmam sonucu yüzde 5'teyken birden kapanan telefonum yönümü bulmamı aksatıp azıcık heyecanlandırsa da çözümü önüme çıkan ilk cafede oturup kahve içmekte buldum. Bir kahve söyleyip telefonumu şarja taktıktan sonra mekan sorumlusu ile' where are you from' muhabbeti gelişti. Kendisi Türkiye'de Konya'yı ziyaret etmiş iş için yıllar önce, ne işi

AGH / EVS Maceram

Merhabalar, Uzun bir aradan sonra bu kış deneyimlediğim Avrupa Gönüllü Hizmeti projemi anlatmaya geldim. AGH/EVS yeni adıyla ESC nedir diyorsanız aşağıdaki linki buraya bırakıyorum. http://www.ua.gov.tr/programlar/erasmus-program%C4%B1/gen%C3%A7lik-program%C4%B1/%C3%B6%C4%9Frenme-hareketlili%C4%9Fi/avrupa-g%C3%B6n%C3%BCll%C3%BC-hizmeti 2018 yılının Kasım ayında çalıştığım yerden ayrıldım ve turizm sektöründe çalıştığım için yeni sezona kadar ara verip dinlenmeye karar verdim. Bu süreci nasıl değerlendirebilirim diye düşünürken, önceden beri bildiğim ama çeşitli sebeplerle başvurmayı ertelediğim Avrupa Gönüllü Hizmeti projelerini araştırmaya karar verdim. Çünkü 5 ay sonra tekrar çalışacağımı biliyordum ve hem kendim hem de dünya için güzel şeyler yapmaya karar verdim. Gerek çeşitli web sitelerinde gerekse Facebook gruplarında yapılan kısa dönem proje çağrılarını inceledim ve ilk başvurumu yaptım. Hem istediğim aylar içinde hem de kısa dönem olacak şekilde bir tane beğendiği

Evde Yoğurt Yapımı / Homemade Yogurt

Bugün evde yoğurt yapmayı denedim ve biraz sulu da olsa güzel bir yoğurt çıktı ortaya. Pek çok uzman endüstriyel yoğurtların zararlı olduğunu, ev yapımı yoğurt yenilmesi gerektiğini söylüyor ama unuttukları nokta şu; özellikle büyük şehirlerde çiğ sütü nereden temin edicez, nasıl güvenicez? Ninelerimiz, dedelerimiz yapardı, hiç de bir şey olmazdı tutumu yanlış. Öncelikle bakteriler zamanla direnç gösteren organizmalar. Nasıl ki insanların hastalıklara karşı direnç gösterip hayatta kalması ve yaşam süresi uzadıysa, bakterilerde de böyle bir durum mevcut. Bir diğer konu, hastalıkların ya da ölümlerin gıda kaynaklı olabileceği ihtimalinin düşük olması. Bilim ilerledikçe bulunan mikroorganizmalar ve etkisi, konulan tanılarla birlikte bugün pek çok hastalığın gıda zehirlenmesi kaynaklı olabileceğini biliyoruz. Bu açıdan bazı değerlendirmeleri yaparken o günün koşullarını değerlendirerek yapmalıyız, tarihi olayları yorumladığımız gibi. Biliyorsunuz ki gıdalarda insan sağlığını teh